BABANIN GÖREVİ 5

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

BABANIN GÖREVİ 5
Bana doğru bir adım attı. Sanki bir güç beni olduğum yere çivilemiş gibiydi. Gidemiyordum. Ne kadar yapmak istesem de başaramıyordum. Tüm gücümü toplamaya çalışarak “Gerçekten iğrençsin. Şu anda senden iğreniyorum… Sahiden de gördüğüm ilk çıplak erkek olduğunu mu zannettin? Daha önce hiç çıplak beden görmediğimi ve beni etkileyeceğini mi sandın? Bu ufak oyunun bir fark yaratacağına mı inandın yani?” Sesime ekstradan bir vurgu ve küçümseme eklemeye çalıştım. Artık olayın ciddiyetini anlamasını ve geri adım atmasını sağlamak zorundaydım çünkü.
“Kaç tane çıplak adam gördüğünü umursamıyorum anne. Sadece beni görmenle ilgiliyim, anlamıyor musun? Sadece bunu görmenle ilgiliyim…” dedi ve elini penisinin üzerine koydu. “Ve sen de biliyorsun ki bunun gitmesi gereken yerin neresi olduğunu…” işaret parmağı kasıklarımı gösteriyordu. “…böylece,yarın beraber bir bebek yapabiliriz.” dedi,sesindeki o emin ton beni her zamankinden daha çok rahatsız ediyordu.
“Daha çok toysun!” dedim, sesim yükseliyor ve kahkaha atıyordum. Küçümseyici tondaki gülüşüm, suratındaki o aptal gülümsemeyi yok etmişti. Başarmıştım. “Gerçekten de bir kadını senin bebek yapmaya, seks yapmaya bu şekilde dolaşarak ikna edebileceğini mi sandın? Çok komiksin… Bu senin ne kadar da hazır olmadığını gösteriyor işte, ne kadar olgunlaşmamış, daha bir çocuk olduğunu gösteriyor. Ayrıca küçük ve aptalca planındaki ayrıntıları düşünmüyorsun, sorumluluk kısmını es geçiyorum zaten… Şu haline baksana! Doğa, bir anne ve oğlu farklı yarattı. Birbirlerini bir kadın ve erkek olarak görmelerini engelledi. Burada bir arzu yok, burada sadece bir sevgi var. Aile içindeki bir sevgi. Anne ve oğul arasındaki bir sevgi.”
“Bu sadece bir alışkanlık hali anne, bunu sen de biliyorsun. Daha önce birbirimizi bir kadınla erkek olarak düşünmediğimiz için bunun böyle olduğunu sen de biliyorsun. Bunun farkındasın. Bu yüzden şu anda birbirimizi çıplak görmeli ve yarına hazırlanmalıyız. Beni bir erkek olarak görmelisin, ben de seni bir kadın olarak…”
“Bu asla olmayacak! Anneni asla çıplak görmeyeceksin Barkın!” aşırı bağırmamaya çalışıyordum, ancak ses tonum beklediğimden yüksek gelmişti.
Aramızdaki mesafeyi kısalttı. Bana daha çok yaklaştı. Bacaklarının arasındaki o şey ise sallanıyordu, bakmamak gerçekten de zordu. Tam ona bakarken, hiç beklemediğim bir anda bluzumu tuttu ve kot pantolonumdan dışarı çıkardı. Tepki vermeden önce, yukarı doğru çekti ve koltuk altıma kadar çekti, artık başımdan tamamen çıkarmasın diye mücadele ediyordum.
“Barkın! Dur!” diye bağırdım. Görüşüm, bluzumla tamamen kapanmıştı. Kumaşından arasından süzülen hafif ışıktan onun gölgesini ve kollarını görebiliyordum sadece. O anda dank etti, oğlum şu anda sadece hafif transparan beyaz dantelli sütyenimin örttüğü göğüslerimi rahatlıklar görüyordu.
“Hadi anne, seni çıplak görmek istiyorum. Bak sen beni gördün.”
“Hayır!” Bluzumu aşağı çekmek için savaştım ve kazandım. “Şu anda durmalısın, gerçekten söylüyorum bunu.” Dudaklarımı sıkarken homurdandım. Oğlumun tam gözlerinin içine doğru bakıyordum. “Nasıl bunun olabileceğini düşünebilirsin?”
“Anne… Bak bana neler yaptın? Bu sadece senin güzel göğüslerini birkaç saniye görünce olandı… Gerisini sen düşün.” dedi sırıtarak. Sağ avucunun içinde büyüyen ve damarları iyice belli olan penisini tutuyordu. Sonra başı, parmaklarının arasından göründü. Kaygan ve parlak gözüküyordu.
Resmen gözlerim felç olmuştu. Oğlum ereksiyonuna bakıyordum, benim yüzümden olan, göğüslerime baktığı için olan… Tek başına bununla bile bu kadar büyüyebilen, kalınlığı ile mest eden… Fakat oğlumun kendi annesinden bu kadar tahrik olması aklımı almıştı. Resmen düşünemiyordum artık.
“Barkın… Yeter…”
“Seni çıplak görmek istiyorum anne. Hemen şimdi!” Bana doğru tekrar geldi ve bu sefer elleri kot pantolonuma uzandı. Güçlü elleriyle hemen düğmelerimi çözdü, o kadar ani olmuştu ki. Çözdükten sonra, aynı hızda kalçalarıma kadar aşağı çekti bir anda. Gözlerimi açıp kapayınca kadar yapmıştı, şaşkın bir haldeydim. Gücüne hayran kalıyordum, şok geçiriyordum…
Öfkeyle karşı koymaya çalıştım… Oğlum beni çırılçıplak soymaya çalışıyordu. “Dur!” avazım çıktığı kadar bağırıyordum… “Dur! Barkın!”
“Tamam… Kot pantolonunu çıkarmayı bırakacağım, tabi eğer bluzunu çıkarırsan…”
inanmak zordu, benimle resmen pazarlık yapıyordu. Yüzündeki o şapşal ve sinir bozucu ifade duruyordu. Gülümsüyordu, keyfi gayet yerindeydi. Beni ele geçirdiğinin de farkındaydı…
“Hayır!”
Tekrar kolları kot pantolonuma doğru hareket etti. Aniden geri çekilip “Tamam! Tamam!” diye bağırdım.
Bluzumun ucundan tuttu, beni soymaya hazırlanıyordu. Kot pantolonumu kendi başına duracak noktaya kadar çektikten sonra “Hayır… Lütfen… izin verkendim yapayım bari…” dedim çaresiz bir sesle, artık farkındaydı. Gerçekten de karşısında çaresiz kalmıştım. Zaman kazanıyordum. Aklım ve kalbim artık orantısız bir şekilde çalışıyordu, kalbim o kadar hızlanmıştı ki… Bu olanlara gerçekten de inanamıyordum.
“Tamam, yap hadi…”
“Lütfen… Barkın. Bana bunu yaptırma. Bu delilik, sen de bunu biliyorsun…” sesimdeki yalvarış, o çaresizlik… Anlaması gerekiyordu. Durması gerekiyordu.
“Yap. Dedim.”
Ses tonu sert ve kararlıydı. Yapmak zorundaydım. Kendisi, bana bunu yaptıracak gücü olduğunu da artık fark etmiş durumdaydı. Herşey için çok geçti, hem de çok geç…
Gözlerimi utançla kapadıktan sonra, bluzumun üst kısmından tuttum ve başımın üzerinden geçirdim. Oğlumun gözleriyle beni yiyip bitirdiğini hissediyordum, ancak gözlerimi açmaya cesaretim yoktu. Buna katlanamazdım. Bu utanç… Yaptığım şey karşısındaki bu çaresizliğim, beni bitiriyordu… Gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim.
Bana doğru yaklaştığını duydum. Adımları, sert ve kararlıydı. Gözlerimi açtığımda, sütyenime yiyecekmiş gibi baktığını gördüm. Gerçekten de beni istiyordu, şakası yoktu.
“Peki… Artık yeter. Bak söylediğin şeyi de yaptım. Artık bu deliliği bitirme zamanı, bitirelim artık…”
“Anne, bunu yarın bitireceğiz. Bunu sen de biliyorsun, kendini buna hazırla…”
Sol elimi aldı ve aniden elimde bir sıcaklık ve sertlik hissettim. Gözlerim aniden aşağıya kaydığında avucumun içinde oğlumun aletini gördüm. Eliyle, sol elimi, parmaklarımı kendi aletinin çevresine dolamış ve orada tutuyordu. Geri çekme şansım yoktu, çok
güçlüydü.
“Barkın! Bu doğru değil!”
Güçlüce beni orada tutmaya devam etti. Elime bastırdığı zaman parmaklarım daha sıkı kavradı. Erkekliğinin damarlarına kadar hissediyorum. İnamlmazdı, bu kadar kalınlık… Gerçek miydi? Birden eli hareket etmeye, benim elimi de harekete zorlamaya başlamıştı. Oğluma mastürbasyon yapmaya başlamıştım. Zorla da olsa, yaptığım tam olarak buydu.
“En son ne zaman böyle bir şey hissettin anne? En son ne zaman bir erkeği böyle hissettin?” diye sordu. Sesindeki o erkeksilik, o güç… Haklıydı. Ama buna izinveremezdim.
Aklım çalıştı, gerçekten de en son ne zaman böyle hissettiğimi hatırlamıyordum. Yavaşça fısıldadım “Fakat… Baban biliyorsun…”
“Hadi ama anne!” diyerek lafımı kesti. “Babamı ve onun yaralarını biliyorum. Bana yalan söyleme artık. Artık böyle bir şey yapabileceğine bile emin değilsin değil mi? Yapamaz çünkü! Neden hamile kaldığında bu kadar şaşırdığımı zannediyorsun anne? Bunun doğru olamayacağını başından beri biliyordum, onun yapamayacağını başından beri biliyordum!”
Onu dinlerken resmen kaybolmuştum. Elini, elimin üzerinden çektiğini fark etmemiştim. O sırada fark ettim, erkekliğinin ucundan çıkan şeffaf, kokusu keskin, parlak sıvıyı… Sıvı, başından çıkıyor ve parmaklarıma doğru kayıyordu, iyice elimi kayganlaştırmıştı.
“Baban bundan çok daha iyisini hak ediyor…” diye fısıldadım.
“Fakat, sen bunu hak ediyorsun anne!” dedi ve kalçalarını hafifçe öne ve arkaya doğru hareket ettirmeye başladı. Artık elleri,elimi zorla orada tutmuyordu. Elimi sabit tutuyordum ama istemeden de olsa, oğluma mastürbasyon yapıyordum…
“Ne yapıyorsun?” dedim çaresizce, aslında kendime ne yaptığımı sormam gerekirken…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın