YASAK DUYGULAR 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Gözleri hala arada sırada bacaklarıma, göğüslerime kayıyordu. Fark etmemek çok zordu, nasıl olsa ergen bir çocuktu. Plajda pek bu durumu yaşamıyorduk, etrafta bir sürü kadın olmasından dolayı bana bakmıyordu. Ancak şimdi, karanlık bir odada sadece loş ışığın aydınlığında bedenimi süzebiliyordu. Aramızdaki mesafenin az olmasından ve de mayo yerine iç çamaşırı olması da aslında ciddi bir fark yaratıyordu. İnsanın algı meselesiydi aslında. Gözlerindeki o ışıltıyı gördükçe aslında mayodan daha farklı olduğunu anladığını hissediyordum. Normalde giysilerimin altına giydiğim bir çamaşır, onun daha çok dikkatini çekiyordu sanırım.
“Zavallı oğlum benim…” dedim ellerim saçlarını okşamaya başladığı sırada.
Bana bakıyordu, göğüslerimden yukarı doğru çıkan gözleri, gözlerime kilitlenmiş bir durumdaydı.
“Ayrıldığına mı üzülüyorsun?” dedim.
Cevabını bilmeme rağmen…
“Evet…” dedi, gözleri yine aşağı doğru hüzünle döndü.
İçim parçalanmıştı. Onun bu halini görmeyi hiç sevmiyordum.
“Ben biraz uyumaya çalışacağım anne…” dedi. Gözlerini yine devirmişti.gaziantep escort bayan Bana bakmamaya çalışıyordu. Bu her halinden belliydi.
“Tamam bebeğim, üzme kendini sakın…” dedim. Yanağına bir öpücük kondurdum. O sırada göğüslerim koluna değdi. Sütyenimi hissetmişti ama yine de yüzünün kızardığını tam olarak göremesem de hissedebiliyordum.
“Tamam… Anneciğim…”
Sesi o kadar buruktu ki… Bir kız için bu kadar üzülmesini anlamıyordum. Çok sürmez diye düşündüm. Ayağa kalktım ve kapıdan geçerken göz ucuyla ona doğru baktım. Kalçalarıma bakıyordu.
Hoşuma gitmişti bir yandan, neden olduğunu tam anlayamadığım bir şekilde içim gıdıklanmıştı.gaziantep escort Kapıyı kapatmadan dışarı çıktım ve odama gidip hemen pijamalarımı üzerime geçirdim. Tam o sırada bir şeyi fark ettim, aynadaki görüntüm… Gerçekten de fiziğimi iyi korumuştum. Ancak yine de yaşımı gösterdiğimi düşünüyordum, daha doğrusu bu his geliyordu. Her zaman değil ama arada sırada…
Hayatımda oğlumdan başka kimse olmamıştı. Sadece ona odaklanmıştım. Sporumu da yapıyordum ama, her zaman onun gözlerinin içinin güldüğünden emin olurdum. Eğer aksi bir durum olursa, hayatta hiçbir şeye tahammül edemezdim. Şu günlerde de olan şey tam olarak buydu. Birkaç gündür durgun olduğunu hissediyordum. Demek ki kızla arayı düzeltmeye çalışmış ama başarılı olamamış… Onun başında bir baba olmadığından dolayı, nasıl bu işlerin yürüyeceğini kendi kendine öğrenmek zorunda kalmıştı. Onunla her zaman herşeyi konuşmuştum ama demek ki yeterli gelmemiştim. Bu durumu düzeltmem lazımdı.
Mutfakta yemek hazırladım. Patlıcanları fırına koydum. Patlıcan salatasını çok seviyordu.
Odasından hala çıkmamıştı. Gidip çağırdım. Kapıyı tıklatmama rağmen yanıt vermemişti. Kapısını kilitlemişti. Demek ki rahatsız edilmek istemiyordu. Bir şey diyemedim ve içeri gidip yemek hazırlamaya devam ettim.
Kafam çok karışıktı. Birçok konu zaten kafamı karıştırıyordu ama birden bire oğlumun böyle bir problemle ortaya çıkması da gerçekten sinirimi bozmuştu.
Yemek yaptıktan sonra oğlumu çağırdım. Seslendim ama hiçbir tepki vermedi. Ben de bir kere daha bağırdı ama yine bir cevap yoktu. Uyuyor olmalıydı.
“Caner?”
Seslenirken onun odasına doğru yürüdüm. Loş ışığın aydınlattığı koridordan yürürken, kafamda yine bir sürü soru işareti vardı. Başka sorunlar da vardı. Herşeyle bir anda uğraşmak zorunda olan yalnız bir anne için hayat çok kolay değildi. Bunu çok seferler görmüştüm. Yaşanmışlıkların bu kadar derinlemesine etkilemesi ilginçti. Hepimizin hayatında izler kalıyordu ama bazen gerçekten patlayacak gibi oluyordum. Ağlamak istiyordum, ama yapamıyordum. Yalnızdım, ağlayamaz ya da sızlanamazdım. Durumdan şikayetçi olma gibi bir hakkım yoktu. Çarem yoktu. Çözmek zorundaydım. Oğlum için her zaman ayakta durmuştum ve duracaktım da.
Kapısına yaklaştığımda kapının altından beyaz bir ışık geldiğini gördüm. Çok yüksek seviyede değildi, ışık arada şekil değiştiriyordu. Bir şeyler izliyor olmalıydı.
Kapıyı açtım ve içeri girdim.
“Caner? Oğlum sesleniyorum neden bakmıyorsun?”
O sırada onu gördüm. Kulaklıklarını taktığı için beni duymamıştı. Bilgisayarın parlak ekranı, hemen hemen tüm odayı aydınlatmış ve yüzüne sert bir ışık vurmasını sağlamıştı.
Ekrana pür dikkat bakıyordu. Ekranda, bir kadın bir erkeğin önünde diz çökmüş onun erkekliğini ağzına alıyor. Gözleri ile kameraya bakıp, bir anda boğazına kadar zorluyordu. Oğlum o sırada diğer eliyle de kendi erkekliğini okşuyordu. Mastürbasyon yapıyordu, ama pijamasının üstünden. Sonra bir anda irkildi ve sol omzu üzerinden başını çevirip bana baktı. Ani bir panikle bilgisayar ekranını kapattı ve loş ışıkta başta onu görmekte zorlansam da elini düzelttiğini gördüm. Aynı zamanda sertleşen erkekliğini de bilgisayarının altına saklamıştı.
“Anne!? Ne yapıyorsun burada…”
Sesi korkmuş gibi geliyordu. Aslında korkmasına gerek bile yoktu. Çok doğaldı, daha önce de onu porno izlerken görmüştüm ama açık bir şekilde benim onu fark ettiğimi öğrenmemişti. Sadece birkaç kere odasının kapısının aralığından bakmıştım. Zaman zaman yaptığı bir şeydi, her ergenin yaptığı gibi yani. Çok doğaldı.
“Canım yemek hazır, sen hazır olduğunda gelirsin.” dedim ve hızlı adımlar ile mutfağa doğru yürüdüm. İçimden o sırada gülüyordum, en son söylediklerimi söylemesem de olurdu ama amacım onu utandırmak değildi. Bu aslında ufak, muzip bir oyun gibiydi. En azından benim için.
Yemekleri tabaklara doldurduktan sonra içeceklerimizi de hazırladım. O sırada mutfağa geldi. Yüzü kızarmış, utanmıştı.
“Anne… Ben… Şey…”
Zavallım benim… Nasıl da utanıyordu. Benden utanmasına gerek bile yoktu ama utanıyordu. Elinde değildi demek ki.
“Canım benim utanacağın bir şey yok. Hadi gel yemeğini ye, soğumasın.” dedim ve ekmeği de çıkarıp masanın üzerine koydum.
Beraber yemeğimizi yerken suratı hala kırmızıydı.
“Caner… Bebeğim, utanacağın bir şey yok. Ergenlikte olan her erkek gibi sen de escort gaziantep bunu yaşıyorsun ve bu çok doğal. Tamamen senin vücudunun normal gelişimi ile ilgili…”
“Biliyorum anne… Ama ne bileyim…”
Sesinden hala utandığını görebiliyordum. Ona biraz daha zaman vermeliydim belki de. Ya da daha fazla gizliliğe ihtiyacı vardı.
“İstersen kapını kilitleyebilirsin canım.” dedim çorbamdan bir kaşık alırken.
Bana baktı ve gözlerini kocaman açarak; “Anne! Saçmalama! Sürekli yapmıyorum ki!”
“Sadece söylüyorum.” dedim gülerek. Gülmemden rahatsız olmuş gibiydi.
“Merak etme bebeğim benim, sana gülmüyorum. Yani tamam sana gülüyorum ama sadece şirin olduğun için. Utanacak bir şey yok. Biz herşeyi konuşuyoruz. Biliyorsun, ben senin annenim. Her sorununu ben çözdüm şu ana kadar değil mi?”
“Evet anne… Sen çözdün…”
“O zaman sorun yok canım. Hadi yemeğini bitir.”
Yemeğini isteksizce yiyordu, o kadar yavaş yiyordu ki ben ana yemeğime geçtiğimde hala kaşıkla oynuyor, çorbasının sadece yarısını bırakmış bir şekilde öylece kaseye bakıyordu.
“Bebeğim hadi hızlı ye, bak buz gibi oldu. İstersen değiştireyim?” diye sordum.
“Hayır… Çok aç değilim. Ben odama gidiyorum anne. Eline sağlık.”
Ve ayağa kalkarak odasına gitti.
Derin bir iç çektim. Yemek yemeyi bile böyle kesecek kadar üzülüyor muydu gerçekten… Derslerini aksatmasını istemiyordum, hayatına engel olmasını hiç istemiyordum. Bir kız için kendi hayatını bitirmesine göz yumamazdım. O benim için fazlasıyla değerliydi.
Yemeğimi bitirip, kalan yemekleri hayvanlara vermek üzere kaplara doldurdum ve sofrayı temizledim.
Bulaşıkları yerleştirirken aklımda hala Caner vardı, onun böyle canının sıkkın olması beni çok rahatsız ediyordu. Sanki içimde bir şeyler sıkışıyordu…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın